Thursday, December 19, 2013

Hın hın hın…Hın hın hın veya ayın karanlık yüzü…

Özellikle benimle çalışacak İnsan Kaynakları adaylarıyla görüşürken, deneyimi az veya hiç deneyimi olmayan adaylarda veya bu alanda çalışmayı düşünen üniversitelilerde şöyle bir algı olduğunu gördüm çoğu kez: Çok iyi iletişim kurarım, o yüzden İK’nın Allahını ben yaparım J

Bu algıyı oluşturan da yine biz İK’cılarız bir ölçüde. Kurum içinde, kurum dışında, basında, sosyal medyada sanki hep olumlu mesaj vermek ister gibi bir durumumuz var. Mesleki bir refleks. Arabulucu, yapıcı olayım, olumludan bakayım derken bu şekilde bir algı yaratabiliyoruz.

“Pozitif gaz eğitimleri” dediğim eğitimi verenlerin önemli bir bölümünün de eski veya güncel İK’cı olması da bunu besleyebiliyor. İçi dolu olmayan, fren diye bir sistemin varlığından habersiz eğitimcilerin (!) verdiği eğitimlerle bu algı güçleniyor ne yazık ki.

Bursa’da çalışırken, Peryön Güney Marmara Şube toplantılarına katılıyordum geçmişte. Hem yakın gelecekteki İK Kongresine kimler gelsin, kimler iyi konuşuyor değerlendiriyor hem de sosyalleşiyorduk. Yani geyik, dedikodu falan J O dönemki başkan “Bu akşam bir de ziyaretçimiz gelecek. Kendisi iletişim danışmanlığı yapıyor, firması da var” dedi. Gelecek adayı, kongre için düşünüyordu. Adını vermeyeyim malum şahıs odaya girdi. Odada kaldığı en fazla 30 dakika içinde duruşu, konuşması ve karizmasıyla bizi hayretler içinde bıraktı. Çıkar çıkmaz en politik arkadaşımız bile “Bu nasıl iletişiyor ki” diyerek hayranlığını açıkça dile getirdi. Bu yılki kitap fuarında kendisinin bir de kitap yazdığını, imza için sıradakilere acırken aklıma bu yaşadıklarım geldi…

İK sadece yatma yeri değil arkadaşlar J  İyi günü de var, kötü günü de. Dediğim gibi olumlu olmanın verdiği durumla, genellikle kötüleri paylaşmıyoruz ama acıları bazen bizzat biz yaşatıyor veya aracı oluyoruz.

2008 krizinde, krizi en derin yaşayan şehirde ve otomotivdeydim ne yazık ki ! Binbir çabayla işe giren, umutla işbaşı eğitimlerini alan çalışanlarımıza bir ay önce kendimi tanıtırken, birkaç ay sonra ne yazık ki işe alamayacağımızı açıklamak zorundaydık.
Böyle bir gruba durumu açıklamak için vardiyası nedeniyle erken bir saatte Fabrika Müdürü ile birlikte işe gelecektik. Yakın zamanda işe aldığım, İstanbul  - Nişantaşı’nda danışmanlık yapan yeni İK Uzmanımı da, o sabah erken gelmesi için çağırdım. Amacım sadece o sabah yaşanacak duyguları görmesiydi. Dediğim gibi, sadece iyiyi değil, kötüyü de yaşamanız lazım ki öğrenme tam olsun !

Krizsiz, bol gazlı işler dilerim J


Artemiz GULER



http://tr.linkedin.com/in/artemiz
https://twitter.com/#!/artemizguler   
http://groups.yahoo.com/group/RecruitmenTurkey
https://www.facebook.com/groups/124027604351959/  
http://artemizguler.blogspot.com/
http://artemizguler.blogcu.com/
http://about.me/artemiz

No comments: