Friday, February 08, 2008

Beton Yaka veya Sıfır Pislik (The No Asshole Rule)

Geçen yıl bir yazı yazmıştım, “Zor dostum zor” başlıklı. Bu yazıda iş ve diğer hayatlarımızda zor insan nedir, nasıl başa çıkılır, bu tür konulara değinmiştim.
06 Ocak 2008 tarihli Hürriyet İK’da (http://www.yenibiris.com/CareerSupport/DisplayArticle.aspx?VID=8852&Archive=1 ) da da aynı konuyu görünce konuyu biraz daha deşmeye karar verdim...
Robert Sutton adında bir adam “The No Asshole Rule: Building a Civilized Workplace and Surviving One That Isn't” adında bir kitap yazmış. (Kitapla ilgili ayrıntıyı http://www.amazon.com/Asshole-Rule-Civilized-Workplace-Surviving/dp/0446526568 adresinde bulabilirsiniz.) Türkçeye çevirmek biraz zor J Hürriyet de zaten “Sıfır Pislik Kuralı” diye çevirmiş. Bu çeviriyi baz alırsak kitabın tam adı “Sıfır Pislik Kuralı: Uygar Bir Çalışma Ortamı Yaratmak ve Pislik Olmaynaları Kurtarmak” gibi düşünülebilir.
Robert Sutton boş adam değil J (Stanford Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde profesör; Uzmanlık alanı Yönetim Bilimleri ve Mühendislik; Stanford School of Business’te misafir hoca; Clorox, Ernst & Young, Deloitte Consulting, Gap, HP, Brass Ring, IDEO, IBM, McDonald’s, McKinsey, People Magazine, Pepsi, Proctor & Gamble, SAP, Steelcase ve Xerox gibi şirketlerin danışmanı; Yayımlanmış ve yabancı dillere çevrilmiş birçok kitabı var.)
Koskoca profesör hem de yabancı bu tiplere “Asshole” diyebildiğine göre o yazımda kullanmadığım “Beton Yaka” kavramımı kullanmak istiyorum. Bildiğiniz gibi üretimde çalışan işçiler için Mavi Yaka, ofislerde çalışan genelde üniversite mezunları için Beyaz Yaka, bayan çalışanlar için Pembe Yaka, çok değerli çalışanlar için Altın Yaka gibi betimler kullanılır. Benim Beton Yaka dediğim arkadaşlar ise Robert Hocamızın kitabında anlattığı tipler...
Beton Yakaları tanımak çok zor değil. İşyerinde herkesin bir şey sormaya korktuğu ama kendisinin her şeyi anında istemeye hakkı olduğuna inandığı tipler bunlar. Genelde alt düzeydeki çalışanları ya görmezler ya da görmezden gelirler. Sanki çevrelerinde görülmeyen bir değer halkası vardır. Cirosu belirli miktardan yüksek şirketler veya maaşı uçuk yöneticilerle hemen kanka olabilir bunlar.
Büyük olasılıkla geldikleri yere hakederek gelmedikleri için hazımsızlık en büyük sorunlarıdır. Değişim ve yenilik onların en büyük düşmanıdır. En betonları ise değişim ve yenilik yanlısı görünüp, arka planda bu girişimleri baltalamaya çalışanlardır.
Neyse, eski yazımın son bölümünü aynen kullanıyorum olası çözümler için, çünkü profesörün kitabında da daha yaratıcı bir çözün yok ne yazık ki.
“Gelin bundan sonra zor insanları izole edelim; çağırmayalım, haklarında konuşmayalım, izlemeyelim, saygı duymayalım, sms göndermeyelim ve sadece zor oldukları için saygı duymayalım…”
Artemiz Güler

No comments: